tag:blogger.com,1999:blog-57593231954883863852024-02-21T08:23:23.419-08:00içimdeki konuşan belginbabycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.comBlogger32125tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-5998890169182626532011-12-13T06:52:00.000-08:002011-12-13T06:52:23.127-08:00"Bir ben ki benden içeri"Ben şunu farkettim ki n'zaman hadi blogumu açayım desem içimden şu cümle geçiyor. <br />
"Bir ben ki benden içeri" <br />
Nasıl yani? insan her bloguna bir şey yazacağında iç sesi bunu mu der ? n'dir yani manası?... <br />
Şu olabilir mi; "Hey yavrum hey sen n'yazarsan yaz içerisi çok daha fazla, çok daha karışık! bakalım işin içinden çıkabilecek misin?" <br />
<br />
Bilemiyorum çıkabilecek miyim;<br />
<br />
Blogcum herşey güzel... Yorucu ama kötü değil Çirkin hiç değil.. Çoook çoook uzun zamandır dualar ettiğim birşey olmak üzere... Gönlüme göre ev alıyorum falan sanma yok öyle birşey bu başka birşey.. <br />
Yıllardır sürekli gerilere ittiğim aman beni ele geçirip içimi daha da bunaltmasın dediğim birşey... Meğer n'çok prangalar varmış ayağımda nasıl da görmezden gelmeye çalışmışım yıllardır. Şimdi ortadan kalkmak üzere olması bile hayatımı yoluna koymaya başladı.. Sadece ayağımı değil başımı da rahatlattı.. sırada sabırla beklemek kaldı.. <br />
Bu arada ben anladım ki bazen rahatlamalar da sancılı olabiliyormuş blogcum. Rahatlarken su yüzüne çıkanlar biraz beni korkuttu ama bir ohhh çekip teşekkür ettim yine kendime&içime... Meğer n'çok bunalıp dururmuş da belli etmezmiş... İnsanın kendi kendine teşekkür etmesi çok mu garip acaba?<br />
Hayat denen şey insan büyüdükçe kısalaşıp aynı zamanda da zorlaşıyor sanki... Haksızlık değil mi bu yani.. Birinden biri iyi yönde olsa bari. Bir ara bu konuya çok takılmıştım n'den yaşımız ilerledikçe zaman daha kısa geliyor insana diye.. Çok kafa yordum bu mevzuya.. Malum ikizler geceleri uyutmadıkları için insan böyle şeylere sarıyordu... Sonucum şu çıktı blogcum.. İnsan küçükken etrafında tanımadığı görmediği bilmediği çok şey oluyor dolayısıyla algıları sürekli açık kalıyor ve hergün yeni birşeyler katıyor hayatına.. yaş ilerledikçe insanlar rutinlere alışıyor herşeyi bildiğini gördüğünü sanıyor algılarını kapatıyor sonuçta da sanki hergün bir önceki günü yaşıyor ve böylece zaman ona daha kısa geliyor... Bu benim nacizane fikrim blogcum.. Algılarımız hep açık olsun inşallah... Şimdilik bu kadar blogcum.. Öpüyorum yanaklarından da diyesim geldi.. dedim gitti hadi...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-14410370365652253402011-09-12T05:38:00.000-07:002011-09-12T05:43:19.514-07:00Kültür olarak ölümle barışık değiliz...Doğrudur...! Dr. Sualp Tansan Ayşe Arman'a verdiği röportajında " kültür olarak ölümle barışık değiliz" demiş. Doğrudur. Bir de bunun araştırılması gerektiğini vurgulamış. Ben bu konuda nacizane birkaç fikre sahibim yazmadan duramayacağım.<br />
<br />
Evet ölümle barışık bir toplum olmadığımız kesin. Nasıl olalım ki?<br />
<br />
İnsanlarımız yıllarca bir hayal uğruna çalışıyorlar. <br />
"Sahil kenarı küçük bir kasabada bahçeli bir ev mütevazi bir yaşam" <br />
Toplumumuzda 10 kişiden en az 9'u emekli olup böyle bir yerde yaşam kurma hayaliyle yaşıyor. Peki sonra n'oluyor? Şartlar malesef daha oluşamadan yılların mecburiyetler çerçevesinde yaşanmış hayatları bir anda kısa bir süre sonra öleceği haberiyle kendine geliyor. Veyahut şöyle diyelim kendine gelemiyor. Elbette böyle bir durumda ölüme isyan ekstra kazanıyor.<br />
Ağızdan çıkan sözler <br />
"Ama ben yıllardır bu hayal için çalışıyorum çocuklarımı ancak okutabildim ancak yuvadan uçurabildim benim hayatım şimdi başlayacak ama siz hayatımın son bulacağını söylüyorsunuz" <br />
N'kadar dramatik...<br />
<br />
Belki sevdiği işte sevdiği bir mekanda ki yukarıda bahsettiğim kasabayı 3 tarafı denizlerle çevrili yurdumda bulmak zor olmasa gerek ve en önemlisi sevdiği insanla geçirmiş , hayat telaşından zamanı kaçırmamış, çoluğunun çocuğunun okul , iş derdine düşmek zorunda kalmamış bir insan ölümü biraz daha soğukkanlı karşılayabilir.. Bu fikri belki biraz daha içine sindirebilir. Üstelik bizim gibi dinine bağlı bir toplumda çevresel faktörler bu kadar yıkıcı olmasa ölüm daha çok anıla da bilir.... <br />
<br />
<br />
Bol neşeli sağlıklı telaşsız tasasız günlerimiz olsun inşallah....<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6pU3hjKplQzWCW0S2ksLdYGYBecR6iU1bzobhZEBODBCu7BZ3TtAObg5rIJEuikrVfuNqlqNgxGOCMC1vU9uRYzGFnaVD8BKuAinRou-eSUPj_AfcjEjE9v9ORs3olO-za6jKqehyphenhyphenXA_9/s1600/uphouse02.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" nba="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6pU3hjKplQzWCW0S2ksLdYGYBecR6iU1bzobhZEBODBCu7BZ3TtAObg5rIJEuikrVfuNqlqNgxGOCMC1vU9uRYzGFnaVD8BKuAinRou-eSUPj_AfcjEjE9v9ORs3olO-za6jKqehyphenhyphenXA_9/s320/uphouse02.jpg" width="262" /></a></div>Sevgiler...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-10564820707923640782011-09-08T03:28:00.000-07:002011-09-08T03:28:28.679-07:00Hu huuu Blogcum müsaitsen sana uğrayacaktım... Heyy içimdeki ses sustu sanan blogcum hiç susar mı o? cırcırcır her sn. mırıldanıyor. Kah iyi şeyler söylüyor Kah kötü şeyler... Bazen beni deli misali kendi kendine gülmekten alıkoyamazken bazen de durduk yere ağlatıyor ; sonuç olarak da hiç susmuyor. Hatta nasıl bir içimdeki konuşan belgin ise gece su içmelere kalksam bıdı bıdısından uykumu kaçırıyor. <br />
Sevgili blogcum;<br />
hiç bitmeyen bir yorgunluk, bolca umut , haddinden fazla sevgi taşıyorum bu aralar içimde... mecburiyetlerden tanımış olduğum insanlara karşı daha mesafeli olmayı da öğrendim bu aralar... N'güzel birşeymiş bu. Herkes tarafından sevilmek zorunda olmadığım gerçeğini anlamak beni rahatlattı doğrusu.. Varsın kimi insanlar da sevmesin beni değil mi? N'büyük yükmüş meğersem o blogcum. Sırtımdaki yükleri atmaya başladım gibi hissediyorum. Hayata karşı koyvermişlik demiyelim de bunun adına hayattan dersler çıkarma diyelim di mi? <br />
Hani şu insanın yapı meselesi olayı var ya blogcum ben onu bu aralar biraz daha farklı algılar oldum. Evet benim değişmeyen bir yapım elbette var "fazla iyimser olmam , her bana yakınana acımam , kimseyi kırmamak zorunda olmam " v.s. gibi.... Şimdi algılayışımdaki değişiklik şu ; madem yapım değişmiyor ben de bu özelliklerimi gösterdiğim bir çekirdek insan oluşturayım gerisini koyvereyim gitsin... Anlatmak zormuş be blogcum sen bir de uygulama kısmını bilsen??<br />
İşte de böyle... insan 1.5 sene bloguna birşeyler karalamaz da sonra bunları mı yazar..?? Yazdım gitti... <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYVFxufQtflG9AsCA0wKO4uc9CWdbQkthS9tOmvrf5v8_z4Ok2U6d6WcpsGqNRcw2rF7_aE3DOFe8aJTtMDBqEoieUEi2o-PzWyA0BAhfk9WN1lp-vdxi6yBauaRaxInBwPiEiCGzpAPA1/s1600/DSCF0381.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" nba="true" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYVFxufQtflG9AsCA0wKO4uc9CWdbQkthS9tOmvrf5v8_z4Ok2U6d6WcpsGqNRcw2rF7_aE3DOFe8aJTtMDBqEoieUEi2o-PzWyA0BAhfk9WN1lp-vdxi6yBauaRaxInBwPiEiCGzpAPA1/s320/DSCF0381.jpg" width="320" /></a></div>Sevgiler....babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-17750543063557390802010-03-19T05:32:00.000-07:002010-03-19T08:02:57.521-07:00Hastane mi? Kestane mi???P'tesi sabahı, sabah sabah annem<br /><br />" baban ameliyat oluyor dedi"<br /><br />Böyle kala kaldım.<br /><br />" n'ameliyatı anne??"<br /><br />"Hani baban sürekli horluyor yaa, hani baban hiç burnundan nefes alamıyor yaa hani baban....."<br /><br />"evet anne??"<br /><br />"hahhh işte biz c'tesi günü babanla muayene olalım dedik. Aslında X hastanesinden randevu alıcaktık ama olmadı biz de yol üstünde SSk ile anlaşmalı Y hastanesine gittik"<br /><br />"orası n'resi anne ben hiç duymadım adını??"<br /><br />"hani şurası şurası var ya işte orası"<br /><br />"Hımmm .. eeeee"<br /><br />"çok iyi bir Dr vardı orada. 30 yıllık kulak burun boğaz dr'ymuş. Babanı muayene etti hem de SSk ile anlaşmalı ya 6TL'ye. Babana dedi ki.... ___siz bu şekilde hiç nefes alamazsınız, burnunuz tamamen tıkalı, küçük dilinizde de sarkma var, gece uyurken nefessiz kalırsınız yada kalp büyümesi olabilir sizde...."<br /><br />"Allah Allah"<br /><br />"Evet kızım ben de gördüm babanın burnu tamamen tıkalı, sonra Dr şöyle devam etti___Biz her ay bir hastalık üzerine kampanya yapıyoruz. Bu ayda aynen sizin bu rahatsızlığınıza çözüm getiriyoruz. Normalde ameliyat 550TL , şu an 350 TL . Düşünün taşının bu arada dahiliye uzmanı ameliyat olabilir misiniz testlerinizi yapsın"<br /><br />"Bir de dahiliye dr'una test mi yaptırdınız???"<br /><br />"evet kan aldılar , kalbini, ciğerlerini kontrol ettirdiler babanın herşeyi uygunmuş. Ameliyat olabilir diye raporumuzu da aldık."<br /><br />"peki bu ameliyatı nasıl yapıcaklarmış anne??"<br /><br />"çok basit bir operasyonmuş. Lokal anestezi ile de yapabiliyorlarmış ama dr rahat çalışamadığı için genel anestezi yapıcaklarmış"<br /><br />"orda bir durun anne. Birincisi bu çok basit bir operasyon değil ben daha önce duydum; ikincisi ben genel anesteziden çok korkuyorum"<br /><br />"Belgin lütfen kızım sen herşeyden korkuyorsun baban karar vermişken onu da korkutma hem biz orda ameliyat olmuş bir adamla konuştuk adam ohh dünya varmış n'den daha önce yaptırmamışım dedi"<br /><br />"anne ben işe gidiyorum sonra konuşuruz."<br /><br /><br /><br />Akşam eve geldiğim de babam demez mi<br />"ben kararımı kesinlikle verdim ç'ba gününe randevu aldım, adam çok doluymuş bir o günü boşmuş."<br />Ablam da ben de çok karşı çıkmamıza rahmen babam kararını kesinleştirdi. Ç'ba sabahı annem ve babam bize geldiler , annem herzamanki gibi çocukların başında kaldı ben işe geldim Mert babamı hasteneye götürdü. Orda ameliyat n'zaman başlar diye soran Mert'e hemşirenin yanıtı " babanızın hazırlanması 1 saati bulur operasyon da bir o kadar sürer herhalde" olmuş. O aradaki zamanı değerlendirmek adına Mert hastaneden çıkmış kayınvalidemi bizim eve bırakmış tam işe beni almaya gelmişti ki telefonum çalmaya başladı. telefonda babamın numarasını görünce içim bir hop etti. Telefondaki ses babam " kızım saat kaç? ben ameliyatımı oldum." "baba n'diyorsun n'demek oldum? daha kaç dk oldu ki??" "oldum işte odadayım ben" o sırada aklımdan herhalde ameliyat önü babama yatıştırıcı iğne vurdular ki kendin de değil n'dediğini bilmiyor diye geçti. Resmen uçarak hastaneye gittik. Odaya bir girdim babam yatakta kolunda sadece bir serumla yatıyor başında da bıdı bıdı konuşan bir adam. adam bana döndü "kızı siz misin? babanız ölümlerden döndü siz başında değildiğiniz adam çıktığında yalnızdı" hem afallıyan hem sersemliyen hem şu olan hem bu olan ben sadece gerizekalıca gereksiz yere o denyocan adama bir açıklama yaparak " ama bir saat sonra ameliyata giricekti benim babam " dedim.<br /><br />Meğersem bu neydüğü belirsiz hastanede neydüğü belirsiz bu bıdıbıdılanan adam bir anestezi uzmanıymış. Babamı içeri almışlar , uyutmuşlar tam boğazına hortum sokacaklarken hortum girememiş??? babamın boğazı çok darmış sonra tekrar uyandırmak için çok uğraşmışlar??? biz genel anestezi n'dir bilirmiymişiz. Anestezi uzmanları bizi öldürürlermiş kendileri yaşatırlarmış... adam diyor da diyor ben hala şaşkın kendimde değilim; ancak adam odadan çıktıktan sonra kendime geldim. Baktım babam iyi tuttum babamın dr'unun odasının yolunu... adam beni görür görmez " ama benim bir suçum yok ben babanızı ellemedim bile" demesin mi... sanarsınız karşınızda dr değil de suçu arkadaşına atan ilkokul çocuğu var.<br /><br />"ben buraya suçlu kim diye sormaya gelmedim. n'yaptınız benim babama ?? onu sormaya geldim. üstelik ben baştan beri karşıyım babamın buraya gelmesine siz n'yin tetkikini yapıpta onayladınız ameliyat olabilir bu adam diye?" "ben onaylamadım dahiliye uzmanımız onayladı" bak şimdi gene suçu başkasının üstüne atma mevzu bahis. "Dr bey hem babama bu operasyon çok kolay demişsiniz hem de şimdi kalkıp ölümden döndürdük diyorsunuz nasıl oluyor bu???? n'den bu kadar basitse lokal anestezi ile çalışmadınız babama o kadar basit olduğunu anlatmışsınız" "yooook lokal anestezi olmaz katliam olur (dr daki cümleye bak) hem babanızın acil durum müdahale ekibi olan ( anlıyorum ki o hastanede yok), yoğun bakım ünitesi olan (bir daha anlıyorum ki bu da yok) ve techizatı tam olan ( haydaaa şimdi bayılıcam bunların techizatı da eksik adamı genel anesteziye almışlar) bir yerde ameliyat olması gerekiyor kendisi riskli bir hasta" "yani bunu siz şimdi anlıyorsunuz öyle mi?? ya babam ölseydi?" " Onu ödeyemezdik, bu arada biz anestezi uzmanının falan parasını ödedik ama tabii size tam para iade edicez" Allahım şimdi deliricem anlıyorum ki anestezi uzmanı da dışardan geliyor. Üstelik adam bir dr gibi değil de daha çok tüccar gibi konuşuyor.<br /><br />Hemşirelerle geçen saçma diyalogları yazmak bile istemiyorum. Takılmış ama akmayan bir serumu kolundan çıkarttırmak için olan uğraşımımı da... Bu arada tüm bunlar olurken babam hem suçlu, hem çok üzgün hem de çok korkmuş bir vaziyette sadece olanları izleyebildi. Tüm olanları anlatınca annem büyük bir suçluluk duygusu ile sinir krizi geçirdi. Günün akşamına babamın içine bu seferde kocaman onu yiyip bitiren bir kurt düştü, acaba benim bu kadar önemli n'yim var ki beni ameliyat etmediler diye?? ve babam p'be akşamı Bursadan Ankaraya içine düşen bu kurdu gidermek için yollara düştü. Efendim ben ise ç'badan beri n'yerdeyim n'gökte tüm sinirlerim perişan oldu sürekli kendime bunlar nasıl insanlar ki hastane görnümünde ki bu büyük poliklinikte hiç bir donanımları tam değilken insanları genel anestezi ile ameliyata alıyorlar sonra bu devlet nasıl bir devlet ki böyle bir yere SSK ile anlaşma tanıyıp insanları yanıltabiliyorlar, benim annem&babama n'oldu ki böyle dr'ların söylediği her kötü şeye körü körüne inanır oldular?? ve tabii düşünmeden edemiyorum ki ya babama bir şey olsaydı??? İşte de durum vaziyet bu.. bakalım babamın ankara maceraları nasıl sonuçlanacak merakla bekliyorum...<br /><br /><br />not.<br /> Bu arada durdum düşündüm yaa ben niye bu kurumun adını buraya y hastanesi vs. diye yazdım diye?? Kurumun adı da <span style="font-size:180%;">Esentepe Tıp Merkezi</span>... anlattıklarımın eksiği var fazlası yoktur.babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-79226591415711991652010-03-09T01:49:00.000-08:002010-03-09T02:14:12.257-08:00Cevabı buldum ama yazmak istemiyorum...Üniversite tercihlerimi yaparken özgürlüğümü ilan etmek adına yaşadığım & büyüdüğüm şehri yazmamıştım formlara oysa zaten özgür bir çocuktum. Sınırlar dahilinde beni sıkmayan bir annem&babam vardı. Olsun ben gene de yalnız yaşamalıydım marifetmiş gibi... İstediğimde oldu. Kazandım bir diğer şehri tek başıma geldim yıllarca tek başıma yaşadım. Güle oynaya gelip gidiyordum iki şehir arasında. Günler geçti , aylar geçti , yıllar geçti özlem büyümeye başladı sadece benim özlemim değildi ki büyüyen ailem benim tercih ettiğim şehre taşındı... sonra gün oldu evlendim; kendime yeni bir yuva kurdum, bu yuvaya iki minik melek daha ekledim. Hem çalışayım hem ikiz çocuk bakayım derken bir de baktım ki yine en büyük yardımıma annem&babam koştu. Bir kere oflamadan baktılar torunlarına. Ben yeni işimin peşinde koşarken annem giderdi tüm evimin ihtiyaçlarını.... ve şimdi gün oldu çocuklarımın anaokulu zamanı geldi ve ben çok çok garip bir şekilde belki de ilk defa annem ve babamdan ayrılmaktan korkuyorum. Bu evimin düzenini yeniden kurmaktan kaynaklanacak bir korku değil, artık onları eskisi kadar sık göremeyecek olmamın verdiği bir korku. 10 yıl önceki cesur Belgin'e n'oldu kuzum? diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Cevabı buldum ama yazmak istemiyorum...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-30981078926216283652010-02-26T02:55:00.000-08:002010-02-26T04:01:22.009-08:00İşte Benim İşaretim...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8M5lYMggl5vWGoIp89nQIFUGisLW_Q3gEI63vqJqjs6Xb1q5g6OXqvIExFQ8yUNuU_qZmbnQmM0F1ZM1p0kwnnyCnAc_RNIrTupHu6qHt8_pFnqwOvKO4416OP9kq9ajF96o78ZzuY3L0/s1600-h/gokkusagi_resimleri9.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5442520349772125170" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 233px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8M5lYMggl5vWGoIp89nQIFUGisLW_Q3gEI63vqJqjs6Xb1q5g6OXqvIExFQ8yUNuU_qZmbnQmM0F1ZM1p0kwnnyCnAc_RNIrTupHu6qHt8_pFnqwOvKO4416OP9kq9ajF96o78ZzuY3L0/s400/gokkusagi_resimleri9.jpg" border="0" /></a><br /><br /><div>Bundan yaklaşık 10 sene önce gene dün ki gibi bir sıkıntı çökmüştü üzerime. Yurttaydım ve durup durup gözlerim doluyordu. O gün de dün ki hava çok güzeldi. Kendi kendime sebebini bulmaya çalışmıştım sıkıntımın. Böyle çok sıkıldığım günler de moralimin yerine gelmesi için Allah'tan bir işaret gelmesini beklerim (?) kendimce şeyler. O gün de pencereyi açtım ve bir işaret bulmalıyım derken gökyüzündeki gökkuşağını görmüştüm. Sanki 2 sn önce sıkıntıdan bunalan ben değilmişim gibi yüzüme neşe gelmişti. İşte işte işaret geldi diye:)) </div><br /><div>Dün de mübarek gündeki çok gereksiz mızmızlanmamdan sonra yine penceremi açtım ve karşımda gökkuşağını gördüm. Aklım da kalbim de bir anda 10 sene önceye gitti....</div><br /><div>Çaycı ablamız gelmediği için boş olan mutfağa girdim güzelce çay demledim. Sonra onları bir güzel bardaklara doldurup arkadaşlara dağıttım. Herkesin yüzünde bir gülümse oldu. Kendi kendime bu kadar kolaymış demek mutlu olmam da arkadaşlarımı mutlu etmemde dedim....</div>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-8498742359256354892010-02-25T05:06:00.000-08:002010-02-25T05:20:26.173-08:00Mübarek Günde Mızlanan İnsan... Tövbe Tövbe..<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsf3GhZ_wJcbxQjTq7mH8FUlRxKnnl_9ZnITgMEPxryacxWtjG2blsYIijFOyQ3zMSZzlWUHRxRgcTVg3dK3OVXl98Q1k9b-SvuIDxVp1LCBCDDFHRJXTCNzzlTmG4DIDh9KMXP4STOIcV/s1600-h/adsız.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5442169453542675426" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 299px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsf3GhZ_wJcbxQjTq7mH8FUlRxKnnl_9ZnITgMEPxryacxWtjG2blsYIijFOyQ3zMSZzlWUHRxRgcTVg3dK3OVXl98Q1k9b-SvuIDxVp1LCBCDDFHRJXTCNzzlTmG4DIDh9KMXP4STOIcV/s400/ads%C4%B1z.bmp" border="0" /></a><br /><div>Bugün sabahtan beri mızmızlanıyorum... " off içimde sıkıntı var" " offf bir acaipim" "offf şöyleyim..." "off böyleyim" Nyse sonunda Mert işyerine haşhaşlı lokum alıp getirdi de söylemesi ayıptır çatlarcasına onu yiyip kendime geldim. Demek ki n'ymiş öncelikle karnım açmış... sonralıkla dün çocuklar gece yatakta beni tost yaptıkları için uykusuzmuşum.. daha da sonralıkla bugün çaycımız gelmemiş çay içememişim o da bir stress yapmış , ondan sonraki sonralıkla şu çocukları hangi kreşe vericem ben düşüncesi beynimi yemiş yemiş...</div><br /><div>Tövbeler tövbesi bir de bugün mübarek bir gün.. Mevlüt kandili insanlar dualarla zaman geçirirken benim yaptığıma bak:(( işte bak bir sebep daha varmış mızmızlanmam için günü yaşamamışım... Ama artık mızlanmıycam sıkıldım mızıklamaktan hava harika penceremi açıp işime gömülücem.... Kandile özel simit mi alsam eve giderken o da bana iyi gelir:)))</div>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-64924050363573017622010-02-24T06:28:00.000-08:002010-02-24T06:52:14.080-08:00Eyvah Taşınma Hastalığına Yakalandım!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzK60VEGZ8q42uA3bEVq691z3r5CHD46Fs1ilO1G4yDgispazvUuxJvNfD4nELWYlvgkzrVHD_leGwOr8VNzDIqjOVtVd2Y9vimlVMmRrhNOLh-wNOFfktA0sPqwlTxqQt6f4-Jd5OI2wl/s1600-h/e67e04eea4.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5441822102666946866" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 278px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzK60VEGZ8q42uA3bEVq691z3r5CHD46Fs1ilO1G4yDgispazvUuxJvNfD4nELWYlvgkzrVHD_leGwOr8VNzDIqjOVtVd2Y9vimlVMmRrhNOLh-wNOFfktA0sPqwlTxqQt6f4-Jd5OI2wl/s400/e67e04eea4.jpg" border="0" /></a><br /><br /><div>Allah'ım ben galiba aynı evde 1 seneden fazla oturamama hastalığına yakalandım. Var mı acaba böyle bir hastalık??? </div><br /><br /><div>En son Üniversiteyi kazanmamla başlayan evden taşınma hadisem beni bu noktaya kadar sürükledi. Şöyle bir düşünüyorum. Üniversiteyi kazanmam ile birlikte İzmit'ten Bursa'ya taşınmış oldum. Önce 1 sene yurtta kaldım, sonra arkadaşlarımla bir eve çıktım , sonra o evi beğenmedik başka bir eve taşındım sonra son senemde aileminde Bursa'ya taşınmasıyla birlikte başka bir eve çıktım, sonra ailem burdan bir ev satın alınca onlarla birlikte tekrar ev değiştirdim sonra evlendik ve ben yine doğal olarak ev değiştirdim anlatmaktan bile yoruldum ama ev değiştirme maceram bununla da bitmedi arkasından bir ev daha arkasından bir ev ve en arkasından da bir ev daha değiştirdim. Vallahi saymadım kaç ev oldu. 20 sene İzmit'te aynı evde yaşayıp 10 sene de Bursa 'da yanlış saymadıysam nasıl 9 ev değiştirebilmişim şaşıyorum. N'rdeyse her seneye 1 ev düşüyor di mi? Şimdi de resmen bu evde 1 sene oturunca kurtlanmaya başladım. Gözüm dışarda:)) oysa memnunum bu evden. Her çıktığım evde bulduğum ayrı ayrı kusurlardan bu evde de var tabii ama başka eve çıksam yine olmayacak mı sanki??? En kısa zamanda ev almalıyım yoksa n'olucak benim bu halim. Nakliye ve diğer taşınmayla birlikte gelen yükler de cabası... Bozma kafayı Belgin otur oturduğun yerde iyice delimsekleştin...!!!</div>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-6190475819934778742010-02-18T01:35:00.000-08:002010-02-18T01:48:03.293-08:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZldVeqqcAuxjhy_C1QmhwtUSzrZ_ttSm2L3LhdI-1qnsHacEQrxBQxI9ymaMWSrQPSthn7jc0eZkVuJgcwllkWW_877DK9jN8wqjv8J78gkk3rLBJXxddjtGhzb8zTE1kp8LHSLISz_Vm/s1600-h/aÅk.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5439517388346762162" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 287px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZldVeqqcAuxjhy_C1QmhwtUSzrZ_ttSm2L3LhdI-1qnsHacEQrxBQxI9ymaMWSrQPSthn7jc0eZkVuJgcwllkWW_877DK9jN8wqjv8J78gkk3rLBJXxddjtGhzb8zTE1kp8LHSLISz_Vm/s400/a%C5%9Fk.bmp" border="0" /></a><br /><br /><br /><br />Belgin ve Mert Lost'u rahat izlemek için biran önce çocukları uyutmaya çalışırlerken aralarında şöyle bir dialog geçer<br /><br />- aşkım bu aralar hiç kendimize zaman ayıramıyoruz...<br />- e tatlım çocuklardan bu kadar oluyor...<br />- olsun canım çocuklar da bize ayıracağımız zamanın içine dahil olsun o zaman...<br />- tamam da tatlım çocuklarla zaten dışarı çıkıyoruz di mi?...<br />- n'reye çıkıyoruz?...<br />- Yok starpark, yok lunapark, yok hophop parkı gidip durmuyo muyuz?..<br />- hııı evet ama ben alışveriş merkezlerini demiyorum...<br />- E bu havada n'reye çıkıcaz Belgin?..<br />- Yok ben alışveriş merkezi diyorum da orayı demiyorum..<br />- Belgin????..<br />- Aylardır Ikea'ya gitmiyorum Mert ben oturma odasının perdesini değiştirmek istiyorum...<br />-!!!!!!!!!!!!!!!!!<br /><br />Uzun bir sessizlik ve gülme krizine giren Belgin ve Mert........babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-7636211868308367722010-01-26T01:55:00.000-08:002010-01-26T02:43:21.366-08:00Değişen Zaman<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhugrP8AwcY7d3fn1LiMioC3mMgms37br9pNlV9zAmlI2gNkLkLTyd9l2BKlf292XNyHZQAtUyElrJcUDFo0VyNvC3-A5JSuiqK4gT90BVtivp3sCYQ31BmB8fRPaoiG_krfaHrHXRCzQs1/s1600-h/111256221576.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 277px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhugrP8AwcY7d3fn1LiMioC3mMgms37br9pNlV9zAmlI2gNkLkLTyd9l2BKlf292XNyHZQAtUyElrJcUDFo0VyNvC3-A5JSuiqK4gT90BVtivp3sCYQ31BmB8fRPaoiG_krfaHrHXRCzQs1/s400/111256221576.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5430996791104085858" /></a><br /><br />Bundan yaklaşık 3.5-4 sene önce o dönem için "offf n'kadar durağan bir hayatımız var Mert yaaaa" diye mızmızlandığım şimdi ise "Off bundan 4sene önce amma da kebap hayatımız varmış Mert yaaa" diye yine mızmızlandığım bir yaşantım vardı.<br /><br /><br />Sabah kalkıp işe gidiyorduk sonra efendim işten çıkınca artık canımız n'yemek isterse ona uygun bir mekan seçip yemek yiyorduk, birkaç alışveriş yapıp eve geliyorduk. Sonra ben hemen kocaman bir tepsi dolusu ıvır-zıvır hazırlayıp Mert'in yanına kıvrılıp battaniyenin altına girip ver elini cnbc-e dizileri.... Artık kırk türlü cinayeti çözdükten sonra alıyorduk elimize playstatıon joistiklerini hadi bakalım araba yarışı.... hafta sonu mu oldu?? efendim olsun tabii bize zaten hergün bayram havasında geziyorduk yiyorduk içiyorduk ve sinemaya gidiyorduk. Sinema tercihlerimizde yine cnbc-e havasındaki filmler n'rde actıon , korku orda biz....<br /><br /><br />Sonra ben bir anda çocuk doğurmaya karar verdim. Hamilelik serüvenimizle birlikte tercihlerimiz de değişmeye başladı. Önce benim işe gidiş gelişlerim değişti, sonra ben yeme içme konusunu psikopata bağlayıp "aman o zararlı bu bilmem n?" demeye başladım, sonra korku filmlerini çok fazla izlersem çocuklarım da çirkin olur endişesine kapıldım; en son olarak playstatıonumuzu da rafa kaldırttırdım sebep çok heyecanlanıyorum erken doğum olmasın......<br /><br /><br />Şimdi düşünüyorum Allah'ım Mert bana çok iyi sabretmiş...<br /><br /><br />Çocuklar doğdu hayatımız zaten başka bir raya oturdu. Hem alışkanlıklarımız hem isteklerimiz hem de zamanı programlamamız tamamen değişti. Kendimize yeni bir yaşam kurduk. Tercihlerimiz , önceliklerimiz değişti... Artık sinemaya gidiceğimiz zaman %90 komedi filmlerini tercih ediyoruz. Geçen hafta Yahşi Batı'yı bu hafta Kutsal Damacana'yı seyrettik. Ondan önce Neşeli Hayat ve ondan önce Kolpaçino.... Hepsini toplu olarak değerlendirir ve gülme seviyemi kendimce ölçersem 1.kolpaçino 2. kutsal damacana 3.yahşi batı 4.neşeli hayat.... İşte böyle...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-86410317689798459682010-01-18T06:24:00.000-08:002010-01-18T06:34:10.698-08:00Yapraklar dökülür....<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWo_oooFn_d7jquQrp-kfnF68Tlvi0_YDfOSzARWS3X-wbO3CVK3R5UfigeYnL7UKJFvzwgJDelFU1dCpLtcYspN1uYM2Pk-hQgk6i_4svqd2aOsY4uSIsCYG6goMjydCqsaDH8bIeQ1j-/s1600-h/yaprak-dokumu.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5428087010171647042" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 124px; CURSOR: hand; HEIGHT: 124px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWo_oooFn_d7jquQrp-kfnF68Tlvi0_YDfOSzARWS3X-wbO3CVK3R5UfigeYnL7UKJFvzwgJDelFU1dCpLtcYspN1uYM2Pk-hQgk6i_4svqd2aOsY4uSIsCYG6goMjydCqsaDH8bIeQ1j-/s320/yaprak-dokumu.jpg" border="0" /></a><br /><div>Şu yaprak dökümü dizisi var yaaa.... işte ben o dizinin sonunda yayınlanan izleyicilerden gelen fotoları her izlediğim de hüngür hüngür ağlıyorum. Sanki o fotoğraflardaki herkes ölmüş gibi geliyor bana tövbe tövbe.... Belki insanlar çok mutlu oldukları aile tablolarını gönderiyorlar ama dizi zaten o kadar geriyor ki insanı işte sonunda da böyle hönkürerekten ağlamadan duramıyorum... </div><br /><p>Geçen gün Mert " Belgin bu dizi n'zamandır yayınlanıyor?" dedi... Abowww bir de düşündüm bizim çocuklardan büyük bu dizi... (zaman kriterime bak.. bizim çocuklardan büyük ; yok yok bu bizim çocuklardan küçük:)))</p><p>Bu salak diziye takılıp kalmamın tek sebebi sensin Mert sensin... diye celallendim ben de ... nası yanii?? nasıl mı?? bu dizinin başladığı sene sen ç'ba günleri halı sahaya top oynamaya gidiyordun ben de sıkıntıdan bu diziye başlamış bulundum şimdi de bırakamıyorum işteeee.....</p><p>Hönkürmek istiyorum.....</p><p> </p>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-24526118415988930552009-12-24T06:37:00.000-08:002009-12-24T07:02:22.454-08:00Bir Annenin Annece TerbiyesiAşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine<br />gelecek olan oğlu ve yeni gelini için yine mutfağına kapanmış, yemek yapıyordu.Aynı akşam yemeğe eski bir aile dostu da davetliydi.Beklenen<br />misafirler gelip sofraya oturduklarında çok şaşırtıcıbir durumlakarşılaştılar. Yaşlı kadının o gece yaptığı yemekler değme oburların bile iştahını kapatacak kadar berbattı.Tatlılar un<br />kokuyordu, patatesler yanmıştı, köfteler ise neredeyse hiçpişmemişti. Oğlu, yeni gelini ve ailedostu,kadıncağıza durumu fark ettirmemek için ellerinden geleni yaptılarsa da, yemek<br />sırasında pek iştahlı göründükleri söylenemezdi. Nihayet yemek bitti ve yeni evli çift annelerinin<br />ellerini öperekevlerine gittiler. Aile dostları ise biraz dahakaldıktan sonra<br />gitmeyi düşünüyordu. Oğlu ve gelini gittikten sonra, yaşlı kadına:"Senin harika bir aşçı olduğunu adım gibi biliyorum.Bana söyler misin, bu geceki yemekler neden o kadar kötüydü? Bence ya hastasın ya da bir sorunun var." dedi. Yaşlı kadın gülümseyerek cevap verdi: "Hayır, hiçbir şeyim yok. Kasten yaptım. Bu yemekten sonra oğlum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatırlatıp karısının kalbini kıramayacak."<br /><br />Facebookta okuduğum bir yazı. Hoşuma gitti unutmak istemedim. Aklıma takılan soru ise şu oldu? "Sen bunu yapar mıydın Belgin?" Cevabı hala düşünüyorum:)))babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-43484411554850605802009-12-23T07:24:00.000-08:002009-12-23T07:39:13.284-08:00Ev meselesi ciddi bir iş!Bu ara kafayı fena halde eve taktım. Haaa ev almaya değil canım? o takıntım uçtu gitti mazide kaldı.. Ben evin şöyle orasında burasında küçük değişiklikler yapmaktan bahsediyorum. Kafamda isteklerimi maddeledim. Bu benim klasik huyumdur. İsteklerimi tek tek maddelerim. Eskiden günlük tutardım günlüğüme de olabilecek olamayacak tüm isteklerim madde madde yazardım; olanların yanına işaret koyar bu minicik işaretler çoğaldıkça da sevinirdim. Artık günlük tutamaz oldum, onun yerine bloga birşeyler karalıyorum ama biliyorum ki bu hiçbir zaman günlüğün yerini tutamaz n'yse efendim. Madde madde kafamda yazdım. Öncelikle diyorum salonun perde fonlarını değiştireyim sonra o fonlara uygun koltuklara minder diktireyim sonra da o minderlere uygun ıncık cıncık alayım. Düşündüm düşündüm salonumu hangi renkle renklendirsem diye turkuaza karar verdim. Bunlar böylece 3 maddeyi teşkil ettiler. Sonracığıma mutfağın perdesine kafayı taktım. Olmuyor içimiz dışımız bir mutfakta en iyisi şöyle akşamları çekince içimizi dışımızı saklıyan birşey olsun. Bu da etti 4. madde. Sonracığıma banyoya yeni sabunluk takımı almam lazım ama plastik olsun ki çocuklar ayaklandığından beri aldığım ve kırdığım diğer 5 takım yerine geçsin.Bu da etti 5.madde. Sonra oturma odasına diyorum şöyle küçüğünden bir lcd alsam nasıl olur? bu da etti 6. bir de diyorum çocukların odasındaki oyuncaklar kutularda duruyor malumunuz yaramaz oğlum içinden 1 tane bile oyuncak alıcak olsa olan biten bütün kutulardan kule yapıyor hani diyorum bir bölmeli dolap olsa orda oyuncakları dursa fena mı olur? olmaz tabii bu da etti 7. Çok ıkındım sıkındım yatak odasına bir ihtiyaç şimdilik bulamadım. Oysa ki ev sahibi kabul etse balkona bile sıralayabileceğim 40 tane madde var ama olmaz şimdi ayıp olur. Arka balkonu ricamla kapattırdım zaten:) bir de n'rden geldi aklıma eskiden yani 2-3 sene önce şu dış kapı eşiklerine nazar boncuğu yapırtırmak moda olmuştu; sonra geçti gitt.İşte ben onu bir daha yapmak istiyorum ama gerçekten büyük renkli cam boncuktan bu kaçıncı madde oldu kuzum? İşte böyle çok da değilmiş hani isteklerim???babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-38113960030249053812009-12-10T01:33:00.000-08:002009-12-10T01:39:33.991-08:00Eyyy Hayat Lafım Sana!Eyyy hayat sen benimle dalga mı geçiyorsun Allah aşkına? hıııı!!!!???<br /> Bu n'böyle aylardır beni sürünceme de bırakıyorsun. Kusura bakma önüme koyduğun seçenekleri beğenmiyorum artık yeni bir şeyler sunmalısın bana.. lakin biraz daha benimle dalga geçmeye devam edersen ben de seni alaya almaya başlayacağım haberin olsun...<br /> Herşeyin toz pembe olması gerekmiyor ama herşey de bu kadar karışık ve çetrefilli olmaz ki!! Ayağını denk al sana burdan söylüyorum yoksa kurduğun herşeyi kafama göre değiştirmek üzereyim.. demedi deme!!!babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-76817168431306363902009-12-03T03:25:00.000-08:002009-12-03T03:29:41.326-08:00ZIMBA MANYAĞI...Biraz önce işyerinde önüme gelen bir faturadan tam 7 tane zımba çıkardım. Yani yuhh çüşş ohaa demeden duramıyacağım. Kardeşim manyak mısın sen kıçı kırık "194,70" Tl'lik fatura için 7 tane zımba basıyorsun. Hani çok uzaktan Fizandan falan gelse kaybolmasın içi açılmasın diye yapıyor diyeceğim ama geldiği yer de İstanbul... Allahtan benim mucizevi bir alet olan zımba sökeceğim var...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-23125129787959823972009-11-19T06:02:00.000-08:002009-11-19T06:11:13.001-08:00içimdeki ses sustu mu??yok canım içimdeki ses susar mı hiç?? sadece 2 bloga yazı yazacak kadar vakti olmadı... <a href="http://fifiyledodonunsitesi.blogspot.com"></a><br />http://fifiyledodonunsitesi.blogspot.com<br />sanırım işlerimi, taşınma ve yeni işe adapte olma sürecimi tamamlayana kadar da içimdeki ses biraz ama azıcık daha isyan etmeden durucak:)))babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-38096018730804697082009-09-03T07:29:00.000-07:002009-09-03T07:42:32.690-07:00Ahhh Eylül ahh....Bu negatifliğimi hep malum regl günü sendromlarıma bağlamıştım ama şöyle bir geçmiş seneleri de gözönüne alınca anladım ki sebep "EYLÜL".....<br /> Oldum olası bu Eylül ayları beni yıldırıyor.O güzelim deniz,kum,tatil havam bitiyor. Haaa sanki yaz geliyor da ben de eskisi gibi aylarca tatil mi yapıyorum yooo!!! ama olsun işte yılların bir alışkanlığı var hala üstümde. Olmuyor bu geçiş mevsimlerini lafta ben çok sevsem de onlar beni sevmiyolar işte.<br /> Saçımı başımı değiştireyim diyorum ama Tamer'in de askerden gelmesine (son kuaförüm) daha 2 ay var. Aslında Erdal'a da gidebilirim ama o da kardeşim bir kazık bir kazık. Tamam saçlarımı süper yapıyor ama milletin 1 ay ev geçindirdiği parayı benden zınk diye alıyor. Acaba kahkül mahkül mü kestirsem. Şu evde saç boyama işini de bir ben beceremiyorum. Herkesler yapıyor. Şu yaşıma geldim toplasan evde 3 kere saç boyamışımdır. Aslında n'güzel al rengini boya işte di mi?<br /> Bugün Mert'e dedim bu akşam biraz alışveriş merkezi falan gezelim olmadı ıkea'ya gidelim. Hemen "bir şey mi oldu hayatım?" dedi. Adam tanıyor karısını.... Tanısın canım aşkım benim:))) bazen sebepsiz bunaltıyor beni ama seviyorum ben kocamı hem de çook:))) bak şimdi yaaa konu n'relere kayıyor gene..<br />N'diyordum ben ? hıııı işte buldum sebep "eylül" ama napalım ben ona o bana alışıcak. ayları 11'e indiricek halimiz yok ya!!!!babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-10256216547179224512009-09-01T02:54:00.000-07:002009-09-01T03:06:16.883-07:00"karşıyım karşı herşeye karşı"Bugün canım sürekli mızmızlanmak ve şikayet etmek istiyor. Gerçi bunu yapmak için sebeplerim de yok değil. Önce kızım arkasından oğlum hasta oldu. Aslında ben ikisi hastayken de hastaydım ama hastalığımı bile yaşıyamadım. Günlerdir uykusuzluktan bayılmak üzereyim. Normal hastalıktan kaynaklanan uykusuzluğu geçtim şimdi bir de hastalık sonrası çocuklardaki şımarıklıklarından ve değişen uyku düzeninden kaynaklanan bir uykusuzluk çekiyorum. Geçen hafta işi o kadar çok astım ki bugün eve de gidecek durumum yok. Resmen insanın gözleri ağrır mı? gözlerim ağrıyor hem de dayak yemiş gibi. Bir de karnım ve başım ağrıyor. <br /> Bu ara Mert'e de uyuz oluyorum. Özel bir sebepten değil canım istediği için. <br /> Zaten işyerimizi de taşıyoruz , yeni işyeri , yeni elemanlar yeni bilmem n'??? <br /> Bir de evin önünü gene kazmışlar yok cetchat yok superonlıne yok kablolu tv nefret geldi vallahi. Ev toz toprak içinde. Efendim sokağa kamera takıyolarmış bizim güvenliğimiz içinmiş hırsız mırsız giremezmiş. Artık o kameralardan hırsızları mı gözetlerler bizi mi orası bilinmez. <br /> "karşıyım karşı herşeye karşı" içimden bu şarkıyı söylemek geliyor.babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-75849361040542448572009-08-10T06:20:00.000-07:002009-08-10T07:01:26.990-07:00Yani resmen kıskanıyorum...<a href="http://www.glitter-graphics.com"><img src="http://dl5.glitter-graphics.net/pub/1524/1524625icbq57jcud.gif" width=402 height=266 border=0></a><br><a href="http://www.glitter-works.org" target=_blank>glitter-graphics.com</a> <br /><br />Offf vallahi kıskanıyorum kardeşim... sırf acaba boş vakit bulur da birgün yapar mıyım diye takip ettiğim börek&çörek blogları var ama ben kendim bunları yapmaya vakit bulamadığım gibi etrafımda da böyle bol çeşitli masa hazırlayan kimse yok...<br /><br /> Hani şöyle benim de haftada 2 gün, gün yapan ve her gününde böyle çeşit çeşit börek çörek pasta kurabiye yapan ayyy yazarken ağzım sulandı komşularım olsa ve onlarında benimkilerle yaşıt azıp kuduran çocukları olsa ( hani azıp kuduran çocukları olursa benimkiler göze batmaz:))) ama yok anacım... zaten böyle komşu edinecek zamanım da yok ki... zaten komşu edinsem de zırt bizim taşınıcağımız tutar... işte böyle kıskanıyorum işteee.....babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-92179739942246420232009-07-09T06:16:00.001-07:002009-07-09T06:32:32.705-07:00Atam hatamı telafi ettim:))<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP7CsP16o1hd_7k2an31oyzxO2Q4N1Ff844zsY20YpxRjZdIRveoU3QYQACp7yeAJ0nDCuUnQZQEXFKbL1lyspcGHLYO0xZapQkMPh87-G3urXlr_wcyE3nfqb6E0fmTOFuMD2P_oBl59T/s1600-h/Zaferr_Atam2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 224px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP7CsP16o1hd_7k2an31oyzxO2Q4N1Ff844zsY20YpxRjZdIRveoU3QYQACp7yeAJ0nDCuUnQZQEXFKbL1lyspcGHLYO0xZapQkMPh87-G3urXlr_wcyE3nfqb6E0fmTOFuMD2P_oBl59T/s320/Zaferr_Atam2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5356451586478347618" /></a><br /> Bir anda aklıma bloglarımın ikisinde de Atam'ın fotoğrafı olmadığı aklıma geldi. Üniversitedeyken hangi firma olduğunu şu anda tam hatırlamıyorum Atatürk Fotoğrafları ile hazırlanmış bir takvim elime geçmişti; oradaki bir fotoğraf çok hoşuma gitmişti ve yıllarca panomda asılı kalmıştı. Acaba o resmi bulabilir miyim? diye netin başına geçtim ve buldum. İşte o fotoraf budur ama asıl fotoğraf çok daha genişti ve Atatürk yalnız değildi gerçi böylesi benim için daha makbul:))babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-20628573927901690592009-07-07T04:03:00.000-07:002009-07-07T04:23:54.885-07:00Çok Üzgünüm Kelebek<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1M6M5BUVEMaLnaZ7Q3LD_YpwffkQdVz5Nv1TQQyX9tC9t9DwmRUWtbq5Rt_OknHPsevqIJhYwBKioiTg61QUyEkC_UAPy_hsADyaQ5WKO36rUAM6y0td8veJtVhd0os__xxSg2KU1WiP9/s1600-h/pretty_butterfly.gif"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 250px; height: 244px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1M6M5BUVEMaLnaZ7Q3LD_YpwffkQdVz5Nv1TQQyX9tC9t9DwmRUWtbq5Rt_OknHPsevqIJhYwBKioiTg61QUyEkC_UAPy_hsADyaQ5WKO36rUAM6y0td8veJtVhd0os__xxSg2KU1WiP9/s320/pretty_butterfly.gif" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5355676866332416962" /></a><br /><br /><br />"Çok üzgünüm kelebek elimden birşey gelmediği için çok üzgünüm; inşallah annen ve baban bu güç durumdan bir an önce kendilerini ve seni kurtarabilirler..."<br /><br /><br /> Çok sevdiğim arkadaşlarım boşanmaya karar vermişler. İlk duyduğumda şok oldum, ilerleyen vakitlerde Allah'ım n'yapabilirizin planlarını kurdum , şimdi ise çok üzgünüm.<br /> Hala vakit var mı evet var. Birkaç hafta daha var ama bu işler o kadar zormuş ki... Konuşmakla olmuyor, beklemekle olmuyor, yorum yapmakla hiç olmuyor malesef. Gemiler yanmış kül olmuş üçüncü bir kişinin küçük bir yangın söndürücü ile birşey yapması imkansız duruma gelmiş... <br /> Bu özel durumdan ister istemez genellemeler yapmaya başladı kafam; hayatı sorgulamaya, evlilikleri irdelemeye... Evliliğin kutsallığı, çiftlerin birbirine olan saygısı bitti mi anladım ki sevgi de orayı terk ediyormuş hem de arkasına bile bakmadan. Oysa o sevgiyi yeşertmek,büyütmek için n'kadar çabalar harcanıyor n'fedakarlıklar yapılıyor.. İşte sevgi bir evliliği terk etti mi de içinden çıkılmaz çetrefilli bir durum başgöstermeye başlıyormuş... <br /> Hayat elbette bu zor durumlardan sonra da devam ediyor ama şu bir gerçek ki n'kadar basitleşmiş gibi duran bir laf da olsa olan malesef çocuğa oluyor...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-83550798495506012742009-07-02T05:53:00.000-07:002009-07-02T07:06:34.655-07:00ama bugün benim de doğumgünüm:)))<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1aW_HbLvehyE43ydJMU7rEES3CeV5P0K_anIb4I6_gV2AjDMiA-QkEclnHyFRwo3hfGY6E3_3izjiU_Czy1uCOWDSGCSGlxeIBYbGZThJbNd7xJPT9nRRbh9PQerlf4BtCreTrIRVZPLy/s1600-h/DSC_0186.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 213px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1aW_HbLvehyE43ydJMU7rEES3CeV5P0K_anIb4I6_gV2AjDMiA-QkEclnHyFRwo3hfGY6E3_3izjiU_Czy1uCOWDSGCSGlxeIBYbGZThJbNd7xJPT9nRRbh9PQerlf4BtCreTrIRVZPLy/s320/DSC_0186.JPG" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5353861387572492626" /></a><br /><br />aşağıya bir TIK lütfen<br /><a href="http://fifiyledodonunsitesi.blogspot.com/2009/07/ama-bugun-benim-de-dogumgunum.html#links">Ethem&Efdal büyüyorlar: ama bugün benim de doğumgünüm:)))#links#links#links#links#links</a>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-44691679389986202702009-07-01T00:53:00.000-07:002009-07-01T02:49:39.108-07:0017 Ağustos da Depremle UyanmakSonunda yılların stresi, sonuçlar henüz netleşmese de üstümden kalkmıştı. Evet üniversite sınavı gibi bir illeti alt etmiştim üstelik sınavım da kötü geçmemişti. Şimdi kesinlikle tatil zamanıydı...<br /> <br /> Yaklaşık 12 yaşından beri her yaz tüm yazımı geçirdiğim yazlığımız ve arkadaşlarım beni bekliyolardı. Hayatımda bir şeylerin değişmeye başladığı daha yazın başından belliydi.Günlerim çok güzel geçiyordu n'de olsa kafam rahattı üstelik sınavdan da istediğime en azından yakın bir puan almıştım. Günlerim sadece deniz , kum, güneş ve eğlenceyle geçiyordu masal gibi...<br /> <br /> 15 Ağustos günü annem ve babam İzmitte işleri olduğunu söylemişlerdi ben de onlarla gitmek istemiştim sonuçta 1 gün kalıp geri dönücektik; n'den tüm arkadaşlarım yazlıktayken ben de İzmit'e gitmek istemiştim hatırlamıyorum aslında bir işim de yoktu; hem İzmit'te o aylarda hiçbir arkadaşım da kalmazdı bilemiyorum istemiştim işte...<br /> <br /> 16 Ağustos sabahı kahvaltımızı yaptık yola çıktık zaten Kocaelinin karadeniz kıyısındaki yazlığımızla İzmitteki evimiz arası en fazla 1 saatlik bir mesafedeydi. İzmite vardığımız da resmen yanıyordu; müthiş bir nem, anlamsız bir sıcak ve kasvet vardı şehirde. Üstelik yol çalışması diye her yeri de kazmışlardı n'çok söylenmiştim içimden her yaz toz duman yapıyolar tüm İzmitimi diye...<br /> <br /> Bütün gün televizyon başında pineklediğimi hatırlıyorum sonuçta yazlıkta günlerdir televizyon bile görmemiştim ihtiyaç da duymamıştım. Ben televizyon başında pineklerken annem ve babam da dışarıdaki işlerini hallediyolardı. Akşamüstü eve geldiklerinde telefonumuz çalmaya başlamıştı. Hayret herkes bizi yazlıkta biliyordu kimdi ki acaba? Telefonun diğer ucunda Yalova'da yazlığında olan halam vardı babamı istemişti; babamla konuşurlarken babamın yaaa, offf Allah rahmet eylesin v.s gibi şeyler söylediğini duymuştum. Almanyadan yazları Çorludaki yazlıklarına gelen bir diğer halamın eşi vefat etmişti. Ertesi gün cenaze vardı ve babamla Yalovadaki halam Çorluya n'zaman nasıl giderizin planlarını yapmaya başlamışlardı. Önce ertesi gün İstanbulda buluşmaya karar vermişler sonra da vazgeçip halamın hemen bir otobüsle Yalovada kaldığı Aydın 4 Sitesinden İzmite gelmesine... <br /> <br /> Saatler bu sıcak havada İzmitte hiç geçmiyordu. Acaba yazlıktaki arkadaşlarım n'yapıyorlardı kesin şimdi balkonda yemeklerini yemiş akşam n'reye giderizin planlarını yapıyolardı; bense Yalovadan halamı bekliyordum. Halam gelmişti babamlarla hoşbeş sohbet muhabbet derken saat bayağı geç olmuştu herkes yatmaya karar vermişti benimse uykum yoktu alışmıştım geç yatmaya ama belki de ben de yatmalıydım. En sevdiğim şeyi yapabilirdim aslında walkmanimi kulağıma takıp hayal kurabilirdim. Evet evet bu en doğru karardı...<br /> <br /> Odama gittim o an için en sevdiğim kasetimi walkmanime koydum ve düşler alemine daldım. Yok bir türlü uykum gelmiyordu. Havada n'kadar sıcak ve sıkıcıydı. Unutmuşum yazları İzmitin n'kadar bunaltıcı olduğunu diye düşündüğümü hatırlıyorum ya da acaba hep böyle değildi de bugün mü böyleydi? Hatırlamıyordum ki senelerdir yazlarımı yazlıkta geçiriyordum.. <br /> <br /> offlaya puflaya saatime baktım oooo 17 Ağustos olmuştu demek ki saat 12'yi de geçmişti bir şarkı daha dinleyip uyumalıyım ya da dur bir şarkı daha derken en son saate baktığımda saatin 1.30'u geçtiğini hatırlıyorum...<br /> <br /> Evet 17 Ağustos gecesi gece saat 3'e bir buçuk saat kalmıştı... benim tüm hayatımın yeniden şekilleneceği saate sadece bir buçuk saat....babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-81573617116240551342009-06-18T02:02:00.000-07:002009-06-18T02:17:50.093-07:00çeyize koymayı unutmuşuz...Evlendiğimden beri çamaşır makinası deterjanlarının kullanma talimatlarında gösterilen ölçek olayına sinir oluyorum.<br />efendim çamaşırınız az kirliyse 1 ölçek, çok kirliyse 2 ölçek<br />iyi tamam da bu ölçek n'rede? Benim hatırladığım bundan en az 15 sene önce deterjanların içinden ölçekler çıkardı ama şimdi??? yok! Dikkat ediyorum reklamlarda da var bu ölçeklerden... Demek ki n'ymiş zamanında çeyize deterjan ölçeği de koymak gerekiyormuş biz düşünememişiz...babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5759323195488386385.post-39612004299072742472009-05-28T03:26:00.000-07:002009-05-28T03:26:39.205-07:00Ethem&Efdal büyüyorlar: Bursa'yı geziyoruz ikinci haftasonu:)) KUŞ PARKI#links#links#links#links#links<a href="http://babycakes-bg.blogspot.com/2009/05/yaz-gelmis-gelmis.html#links">içimdeki konuşan belgin: yaz gelmiş gelmiş:))#links#links</a>babycakeshttp://www.blogger.com/profile/09419580970269699336noreply@blogger.com0